«Yabancısı oldum; ama yalancısı olmadım hayatın...»

1 Haziran 2011 Çarşamba

AŞK: ALLAH (celle celalühü)

Meğer aşk, sadece Bir'e imiş...
Bir dilbere düşse de gönlün, aşk yalnız O'nun sıfatıymış.
Önce kadını, sonra aşkı benzetmiş kendine.
Aşk, aşka âşık olmuş. Aşk, meğer bir güzel yanağında akseden ilâhi bir nurmuş...

Ne mâşuk başka biri, ne âşık, ne de aşk. Meğer hepsi aynı, hepsi birmiş.
Bir gizli hazineymiş bu aşk ki her âşık aynı hazineyi aramış, her mâşuk aynı aşka muhatap.
Aşk bir kızıl kuyu, aşk bir gonca gül.
Aşk, nazenin bir güzelin yanağında kara ben, bir elif aşk; tek bir çizgi.
İsmi Elifle başlayan ve "he" ile biten aşk.
Değil mi ki âşık geceler, günlerce "ah" eder.
Değil mi ki başını akıldan, dilini kelâmdan, bedenini candan eder.
İşte bir "elif" ve bir "he"dir aşk.
"Elif" ile başlar "he" ile biter.


4 yorum:

  1. ömrümüzde böyle değil mi aslında "elif"gibi dimdik duruyoruz önce; O'na kavuşmaya yakın günahların ağırlığından "he" ye dönüyoruz...

    YanıtlaSil
  2. Bir de şöyle bir söz var:
    İnsan, iki büklüm iken bile rahattır aslında anne karnında. Boylu boyunca uzansa da kim rahattır mezarında?

    Anne karnındaki hâlimiz "Vav" , mezardaki hâlimiz de "Elif" olarak nitelendirilmiş bu sözde.

    YanıtlaSil
  3. evet her harfin iki yönü var galiba ya da ben sadece tek yönlü düşünebiliyorum...

    YanıtlaSil
  4. Her ne kadar dünyadaki amellerimizin şekli şemâli belirlese de âhiretmizi. Rabbin huzuruna alnımız ak, boynumuz dik; Elif misâli çıkabiliriz inşaallah.

    Son nefesi vermeden ne olacağımız belli değil mâdem; ola ki günahların ağırlığından da "he" gibi oluruz. Yine de şükür, yine de duâ etmek, yine de ümitvâr olmak lâzım. Rabbim rızâsını kazanabilmiş kullardan eylesin bizleri.

    YanıtlaSil