«Yabancısı oldum; ama yalancısı olmadım hayatın...»

8 Ocak 2012 Pazar

Ey CÂN!

Ruhumu sahte dehlizlere salan güzel / Düşündün mü ?

Sen vicdânımın feryâdı iken, sevginle yeşerdin / Bildin mi ?

Ya kıvrak, dingili kopmuş hayatın nâdîde gülüysen / Aşkı içtin mi ?

Ey CÂN!

Güneşi versem mi göğsüne; parlar mı sevdâmın akisleri / Aksettin mi?

Ey CÂN!

Sîmân yıldızlar kadar parlak benim ruhumda / Gördün mü ?

Ey CÂN!

Şimdi uzaklardasın; bitmez dediğin sevdânın ateşi söndü mü ?

Ey CÂN!

Can demişiz bir kere, yüreğinden ne kadar uzak olabilirsin ki / Duydun mu ?

Muhabbetim ruhunun tılsımlarında saklıdır / Ruhunda akladın mı ?

Ey CÂN!

Canıma yoldaştın, ruhuma adaş yüreğinde, titreyen bir serçeydin / Uçtun mu ?

İkrânın sırrında saklıyordum seni, nâzenin bir çiçek gibi / Okudun mu ?

Ey CÂN!

Canımla duyduğum, yüreğimle hissettiğim gerçekliğin gizemi / Gizlendin mi ?

Âlem-i Ervâhtan mı tutmuştu canın, canımı; ruhun, ruhumu ?

Biz bütün imânımızla Bezm-i Elest'te "Gâlu belâ" demiştik / Unuttun mu ?

Ey CÂN! Canıma Can!

Mısrâlara damlayan her gözyaşımı sevginle, inancınla, derûni bir sevdâyla / Tuttun mu?

Söyle CÂN! Tuttun mu ? ...




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder