Sen vicdânımın feryâdı iken, sevginle yeşerdin / Bildin mi ?
Ya kıvrak, dingili kopmuş hayatın nâdîde gülüysen / Aşkı içtin mi ?
Ey CÂN!
Güneşi versem mi göğsüne; parlar mı sevdâmın akisleri / Aksettin mi?
Ey CÂN!
Sîmân yıldızlar kadar parlak benim ruhumda / Gördün mü ?
Ey CÂN!
Şimdi uzaklardasın; bitmez dediğin sevdânın ateşi söndü mü ?
Ey CÂN!
Can demişiz bir kere, yüreğinden ne kadar uzak olabilirsin ki / Duydun mu ?
Muhabbetim ruhunun tılsımlarında saklıdır / Ruhunda akladın mı ?
Ey CÂN!
Canıma yoldaştın, ruhuma adaş yüreğinde, titreyen bir serçeydin / Uçtun mu ?
İkrânın sırrında saklıyordum seni, nâzenin bir çiçek gibi / Okudun mu ?
Ey CÂN!
Canımla duyduğum, yüreğimle hissettiğim gerçekliğin gizemi / Gizlendin mi ?
Âlem-i Ervâhtan mı tutmuştu canın, canımı; ruhun, ruhumu ?
Biz bütün imânımızla Bezm-i Elest'te "Gâlu belâ" demiştik / Unuttun mu ?
Ey CÂN! Canıma Can!
Mısrâlara damlayan her gözyaşımı sevginle, inancınla, derûni bir sevdâyla / Tuttun mu?
Söyle CÂN! Tuttun mu ? ...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder