
Aşktan kaçılmazmış, elhak. Nereye varsam orada o.
İçimde bir sızı; yâr var ama göremiyorum.
Bu gördüğüm düş,
beni mum etti; suya çevirdi.
Ateş etti; küle çevirdi.
Gözlerimin önündeki perdeyi tuttu, tüle çevirdi.
Âh ile yandım. Yandım. Ve dâhi yandım. Bu vâdide bana yanmak göründü. Ellerimde kalem konuştu da, dilimde kelâm yerde süründü.
Bu gördüğüm düş,
beni mum etti; suya çevirdi.
Ateş etti; küle çevirdi.
Gözlerimin önündeki perdeyi tuttu, tüle çevirdi.
Âh ile yandım. Yandım. Ve dâhi yandım. Bu vâdide bana yanmak göründü. Ellerimde kalem konuştu da, dilimde kelâm yerde süründü.
Bana elest bezminde bir hançer saplamış güzeller ki, ilkin aşk sûrette göründü.
Ama şimdi ne sûret kaldı, ne kelâm. Bir yangın kaldı, külü kaknüse çeviren. Bir ateş kaldı, dili suskun kestiren.
bir ateş kaldı yakıp kavuran....
YanıtlaSil