«Yabancısı oldum; ama yalancısı olmadım hayatın...»

30 Mayıs 2011 Pazartesi

Zirâ aşk da O, âşık da, mâşuk da O.

Ah! Bilseydin ki yangınım kül dâhi bırakmadı derunumda. Lisânım tutuştu da gönlüm aşka yaklaşmak arzu etti. Ben aşk diledim Mevlâ'dan, O dâhi duâmı kabul etti. 

Gözlerimi evvelâ bir kara sürmeliye meftun edip sonra da onun perde olduğunu gösterdi idrâkime. Sonra perdeyi çekti de ardındaki gizli hazineyi aşikâr etti.

Bilesin ki aşk benim içimde ezelden bir kara süveydâ. Tam ortasında gönlümün. Ah o olmadan nefes dâhi alamıyorum. 

Meğer aşk benim irademle değilmiş. Meğer aşk vuslattan sonra başlarmış. Yıllarca aşk diye dinlediklerim meğer aşkın yalnızca gölgesiymiş.

Bilesin ki, kendi elimde değildir gönlümün bu seyre dalışı. Aşka yanışı benim elimde değildir. Ben yalnız aşkı ararım buralarda. Bulsam da ararım, bulamasam da. Zirâ aşk da O, âşık da, mâşuk da O.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder