Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Kaynaşmanız için size kendi (cinsi)’nizden eşler yaratıp aranızda muhabbet ve merhamet te’sîs etmesi O’nun âyetlerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen zümre için muhakkak ki ibretler vardır.” (Rûm, 21)
Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular:
“Mü’min, Allâh’a takvâdan sonra en çok sâliha bir zevceden hayır görür. Böyle bir kadına emretse itaat eder, ona baksa sürûr duyar, bir şeyi yapıp yapmaması husûsunda yemin etse, kadın bunu yerine getirerek yeminini bozmaktan onu kurtarır, ayrılıp uzak bir yere gitse, kadın hem kendi namusu ve hem de adamın malı husûsunda hayırhah ve dürüst olur.” (İbn-i Mâce, Nikâh, 5/1857)
Menkîbe:
Sevbân (radıyallahu anh) şöyle anlatır:
“…Altın ve gümüşü biriktirip de bunları Allâh yolunda sarf etmeyenlere acıklı bir azâbı müjdele!” (Tevbe, 34) âyeti nâzil olduğu zaman biz, Efendimiz (sav) ile birlikte seferde bulunuyorduk. Sahâbeden bâzıları:
“–Altın ve gümüş hakkında inecek olan indi. (Artık bir daha onları biriktirmeyiz.) Keşke hangi şeyin daha hayırlı olduğunu bilsek de ondan biraz edinsek?” dediler.
Bunun üzerine Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) şu cevâbı verdi:
“–Sâhip olunan şeylerin en fazîletlisi; zikreden bir dil, şükreden bir kalb ve kocasının îmânına yardımcı olan sâliha bir zevcedir.” (Tirmizî, Tefsir, 9/9)
Duâ:
Niyâzımız o ki; Rabbimiz, bütün kızlarımıza Fâtıma vâlidelerimizin kalbî hayatlarından, Hazret-i Âişe vâlidemizin zekâ, firâset ve iffetinden ve bilhassa Hazret-i Hatice vâlidemizin sadâkat ve fedâkârlığından hisseler nasip eylesin. Âmîn…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder